Müellifi Meçhul Bir "Sad Kelime-i Hz. Ali" Risalesi

Bilindiği üzere Türk-İslam Edebiyatı temelde Kur’an-ı Kerim olmak üzerehadis, fıkıh ve tefsir gibi İslam dini açısından mühim olan kaynaklar üzerineinşa edilmiştir. Bu açıdan, edebiyat tarihimizde başta tevhit, münacat,na’at, yüz hadis, şefaatname ve kırk hadis tercümeleri olmak üzere dinîedebiyat ü...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Main Author: İdris Söylemez
Format: Article
Language:English
Published: Yakın Doğu Üniversitesi 2018-06-01
Series:Yakın Doğu Üniversitesi İslam Tetkikleri Merkezi Dergisi
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/650754
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
Description
Summary:Bilindiği üzere Türk-İslam Edebiyatı temelde Kur’an-ı Kerim olmak üzerehadis, fıkıh ve tefsir gibi İslam dini açısından mühim olan kaynaklar üzerineinşa edilmiştir. Bu açıdan, edebiyat tarihimizde başta tevhit, münacat,na’at, yüz hadis, şefaatname ve kırk hadis tercümeleri olmak üzere dinîedebiyat ürünleri önemli bir yer tutmaktadır. Hz. Peygamberle beraberonun dört halifesinin hayatları ve şahsiyetleri çerçevesinde başta methiye,hilye, menkıbe gibi edebî türlerin oluştuğunu görmek mümkündür. Butürün en önemlilerinden biri de şüphesiz bu halifelere ait olan bir takımözlü sözlerin yani vecizelerin tercüme ve şerhinden meydana gelenlerdir.Bu çalışmamızda Hz. Alî’ye ait olduğu kabul edilen ve Cāhız (ö. 255/869)tarafından derlenmiş yüz vecizenin Türkçe manzum tercümesi konu edilecektir.Söz konusu çalışmamızda bu metin hakkında bilgiler verilmekte veakabinde risalenin tenkitli metni sunulmaktadır. Eserin elde edilen yazmanüshasında mütercimin adı, kimliği ve tercüme tarihi ile ilgili herhangi birbilgi yer almamaktadır. Elimizde bulunan nüshada Sad Kelime-i Hz. Alî’yimanzum olarak Türkçeye çeviren şair, eserinde mukaddime, sebeb-i telifve hatimeye yer verme ihtiyacı hissetmemiştir. Şair burada evvela Arapçavecizelere yer vermiş daha sonra onları kıta nazım şekliyle Farsça’ya,ardından aruz vezniyle Türkçe’ye aktarmıştır. Nüshanın dil hususiyetleriçevirinin 17. veya 18. yüzyıla ait olduğunu düşündürmektedir.
ISSN:2687-4148