Fütûhât-ı Feriduniyye’nin Kaynak Değeri Üzerine Bir İnceleme

Fütûhât-ı Feriduniyye 1022/1613-1614 yılında yazılması kararlaştırılan bir Safevî kroniğidir. Ayrıca Türkmenlerin tarihi vesikası olarak da değerlendirilebilir. Zira eser 17. yüzyılın ilk çeyreğinde Deşt-i Gürgen Türkmenlerinin tarihine ışık tutmaktadır. Müellif Muhammed Tahir’in Bistam Türkmenlerin...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Main Author: Gülay Çinar
Format: Article
Language:English
Published: Selcuk University Press 2022-06-01
Series:Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Subjects:
Online Access:https://sefad.selcuk.edu.tr/index.php/sefad/article/view/1442/1134
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
Description
Summary:Fütûhât-ı Feriduniyye 1022/1613-1614 yılında yazılması kararlaştırılan bir Safevî kroniğidir. Ayrıca Türkmenlerin tarihi vesikası olarak da değerlendirilebilir. Zira eser 17. yüzyılın ilk çeyreğinde Deşt-i Gürgen Türkmenlerinin tarihine ışık tutmaktadır. Müellif Muhammed Tahir’in Bistam Türkmenlerinden olması da bu iddiamızı kuvvetlendirmektedir. Bistamî, eserinde Şah Abbas’ın 1015/1606-1607 yılında Esterâbâd’a (Gürgen) Emirü’l-Umera olarak tayin ettiği Feridun Han’ın hayat hikâyesine ve Türkmenler üzerine gerçekleştirdiği fetihlere yer vermiştir. Bu nedenle eser hem biyografi hem de mahalli tarih türüne örnek teşkil etmektedir. Bu araştırmanın amacı ilk olarak Esterabâd valisi Feridun Han-ı Çerkes’in biyografisine ilişkin bilgiler paylaşmaktır. Ayrıca kronikte geçen yer adlarından istifade edilerek Türkmen yurduna dair dikkat çekici detayları ön plana çıkarmaktır. Böylece Türkmenlerin tarihi coğrafyasına ilişkin önemli tespitlerde bulunmaktır. Müellifin Safevî bölgesel yönetimiyle Türkmenler arasındaki münasebetlere ilişkin aktarımlarında resmi tarihçi hüviyetinin ağır bastığı görülmüştür. Görev sorumluluğuyla sarf ettiği öznel ifadeler merkezi yönetimin Sayın Hanîlere bakışını açık etmiştir. Sonuç itibariyle 17. yüzyılın ilk çeyreğinde Safevî İran’ın kuzeydoğu bölgesindeki hâkimiyet sahasının Sayın Hanî Türkmenlerinin yerleşim alanlarını kapsadığı anlaşılmıştır. Bu sahanın kuzeyde Deşt-i Kıpçak’ın bir bölümü, güneyde Bistam ve Damgan, doğuda Bocnurd, Kuçan ve Deregez batıda ise Hazar Denizi ve Mazenderan’ın doğusunu içine aldığı söylenebilir. Mevcut sınırlar dâhilinde Sayın Hanîlerin Safevî hükûmetince isyankâr olarak algılandığı ve tabiiyet altına alınmak üzere politika güdüldüğü anlaşılmıştır. Türkmenlerin karşı direnişleri ve dâhil oldukları savaşlar özellikle Esterâbâd şehri ve çevresinde büyük zayiata ve yıkıma sebep olmuştur.
ISSN:1300-4921
2458-908X