İSKENDERİYE YAHUDİLİĞİNDEKİ KÖKLERİ IŞIĞINDA ORTAÇAĞ HIRİSTİYAN VE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE FELSEFENİN KÖKENİ SORUNU

Tektanrılı dinlere mensup düşünürler, eski Yunan felsefesiyle karşılaşınca,ona yönelik birbirinden farklı tutumlar geliştirmişlerdir. Kimileri,onu putperestlik döneminin bilgeliği olarak görmüş, putperest unsurlar taşıdığıve yabancı kökenli olduğu ve dinle çeliştiği gerekçesiyle reddetmiş;kimileri,...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Main Author: Hasan Aydın
Format: Article
Language:English
Published: Türk Felsefe Derneği 2014-12-01
Series:Felsefe Dünyası
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1493792
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
Description
Summary:Tektanrılı dinlere mensup düşünürler, eski Yunan felsefesiyle karşılaşınca,ona yönelik birbirinden farklı tutumlar geliştirmişlerdir. Kimileri,onu putperestlik döneminin bilgeliği olarak görmüş, putperest unsurlar taşıdığıve yabancı kökenli olduğu ve dinle çeliştiği gerekçesiyle reddetmiş;kimileri, içinde kısmi hakikatler barındırsa da, ona ihtiyatla yaklaşmakgerektiğini ileri sürmüş; kimileri ise, dinle felsefenin, farklı köklere veyaklaşımlara sahip olsa da, felsefenin dinle çelişmediği, onunla büyük ölçüdeuzlaştığı tezini benimseyip işlemiştir. Özellikle dinle felsefenin çelişmediğive hatta uzlaştığı savını benimseyen kimi düşünüler, felsefeyle dinifarklı kaynağa bağlamanın gerekmediğini, ikisinin de tanrısal bir temelininolduğunu gösterilebileceğini düşünmüşler, bu konuda önemli mesai harcamışlardır.Bu düşünürlere göre, felsefe de tıpkı din gibi ilahi bir kaynaktanköken almaktadır; kökensel ortaklıkları bulunmaktadır. Daha doğru birdeyişle, dinsel düşünce tarihsel olarak felsefi düşünceyi öncelediği için,filozofların bu kaynaktan beslendiğini ileri sürmüşlerdir. Aslında felsefeyitanrısal kökene bağlayan yaklaşımın ilk izleri, Pythagoras ve Sokrates-Platongeleneğinde mevcuttur ve bu gelenek felsefenin tanrıların bir armağanıolduğuna inanmaktadır. Öyle anlaşılıyor ki, felsefeyi tanrıların armağanıolarak gören bu anlayış, bir tek tanrılı din olarak felsefeyle karşılaşan İskenderiyeYahudi düşüncesinde köklü bir etki bırakmış, Yunan filozoflarıile Hz. Musa’nın öğretisi arasında bağ kurulmuş, bu anlayış ardından Hıristiyankilise babalarında gelişimini sürdürmüştür. Aynı anlayışın, Yunanfilozoflarıyla Davud, Lokman, İdris gibi peygamberlerle bağ kurma yoluylaİslam düşüncesi içerisinde de bir karşılık bulduğu görülmektedir. İşte bumakale, İskenderiye Yahudi felsefesindeki kökleri ışında, felsefeyi tanrısalkökene bağlayan anlayışın, Hıristiyan ve İslam ortaçağındaki gelişiminiizlemeyi ve bir değerlendirmesini yapmayı amaçlamaktadır.
ISSN:1301-0875