HEIDEGGER DÜŞÜNCESİNDE BİR İMKÂN OLARAK ÖLÜM VE ZAMANLA İLİŞKİSİ

Heidegger düşüncesinde ölüm meselesi son derece belirleyici, çarpıcı ve sarsıcı analizlere konu edilir. Heidegger insanın kendini bir bütün olarak anlamasının imkânının ölüm olduğunu söyler. İnsan, başı doğumuyla, sonu ölümüyle belirlenen bir bütün olarak, ancak ve sadece, ölüm sayesinde anlaşılabil...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Main Author: Nilüfer Urlu Ünaldı
Format: Article
Language:English
Published: Türk Felsefe Derneği 2021-12-01
Series:Felsefe Dünyası
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1935798
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
Description
Summary:Heidegger düşüncesinde ölüm meselesi son derece belirleyici, çarpıcı ve sarsıcı analizlere konu edilir. Heidegger insanın kendini bir bütün olarak anlamasının imkânının ölüm olduğunu söyler. İnsan, başı doğumuyla, sonu ölümüyle belirlenen bir bütün olarak, ancak ve sadece, ölüm sayesinde anlaşılabilir. Öyleyse ölüm insanın en büyük varoluş imkânıdır. Heidegger düşüncesinde, bir yandan insan ölüme-doğru-varlık (Sein zum Tode) olarak tanımlanırken, diğer taraftan ölmeden evvel “ölümünü önceleyebilme” olanağına sahip tek varlık olarak tasvir edilir. İnsanın ihtimam-gösterme (Sorge) yapısı ile kendisine, diğer insanlara ve nesnelere yönelik ilgisinin ifşa edildiği bütünselliği zamansallıkla kurulur. Ekstatik zamansallık şimdilerden oluşan bir dizi olmadığı için insan geleceğe doğru sarkabilmekte ve oradan kendi oldum-olasılığına (geçmişine) geri gelmekte ve şimdiyi kurmaktadır. Böylece birbirine geçmiş üç zaman kipi ile kurulu zamansallık (Zeitlichkeit) Dasein’ın kendi ölümüyle karşılaşmasının ve böylece kendini geçmiş, gelecek ve şimdinin saçılmışlığından kurtarmak suretiyle bir bütün olarak anlamasının koşulu olarak karşımıza çıkar. Bu makalede Heidegger’in ölüme ilişkin analizlerine yer vererek ölümün zamansallık ile ilişkisine dair düşüncelerimizi ortaya koyacağız.
ISSN:1301-0875