Sosyal Medya ve Linç Kültürü: Sanal Nedenler Gerçek Sonuçlar

Bu makalede, özellikle ifade özgürlüğü, engelsiz iletişim ve sınırsız paylaşım vaatleriyle gündelik yaşama giren, fakat kısa süre içinde neredeyse tüm ilişki ve deneyimleri kendine uyarlayan sosyal medyanın kitlesel nefret ve tekinsizlik mecrasına evrildiği öne sürülmektedir. Ayrıca etkileri sanal,...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Main Authors: Ali Özcan, Sertaç Timur Demir
Format: Article
Language:English
Published: Ankara Haci Bayram Veli University 2021-12-01
Series:İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1843232
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
Description
Summary:Bu makalede, özellikle ifade özgürlüğü, engelsiz iletişim ve sınırsız paylaşım vaatleriyle gündelik yaşama giren, fakat kısa süre içinde neredeyse tüm ilişki ve deneyimleri kendine uyarlayan sosyal medyanın kitlesel nefret ve tekinsizlik mecrasına evrildiği öne sürülmektedir. Ayrıca etkileri sanal, sonuçlarıysa gerçek olan linç kültürünün yükselişi olarak beliren bu keskin dönüşümün gölgesinde kullanıcıların küresel ağın kaçınılmaz parçası oldukları düşünülmektedir. Buna göre, bu mecradaki yanılsamalı soyutluğun aksine, kullanıcıların arkalarında bıraktıkları dijital izler kalıcıdır ve silinmezdir. Bu nedenle bir zamanlar kitlelerin anonimliğine sığınarak kolektif linçin öznesi olan kişiler, her an aynı kitlelerin hedefi olabilmektedir. Yani bu siber-uzamda, metinler bağlamından çıkarıldığında; konjonktür değiştiğinde veya kişisel veriler öngörülemez biçimde gasp edildiğinde kusursuz ve pürüzsüz sanılan tüm gidişat ansızın tersine dönebilmektedir. Bu ikircikli durum, kitlenin ve kendine özgü kitle dokusunu üreten sosyal medyanın önceden tanımlanagelen meşruiyet gerekçelerinin ötesinde, hesaba katılmayan yansıması ve yaygın trendidir. Sosyal medyada kullanıcılar yaptığı her bir paylaşımın ve girdiği her bir sitenin rehinesidir. Bu araştırmada söz konusu sorunsal, popüler bilim kurgu yapımı olan Black Mirror dizisinin Sosyal Linç bölümü üzerinden ve sanal linç, dijital kitleler ve mobil teknolojiler bağlamında analiz edilmektedir. Dijital beşeri bilimler kapsamında yürütülen bu disiplinlerarası çalışmanın çatısı, meseleye güçlü açılımlar sunan Zygmunt Bauman, Jean Baudrillard ve Byung Chul-Han gibi düşünürlerin teorileri etrafında yapılandırılmıştır.
ISSN:2147-4524