Ontolojinin Vazgeçilmezliği: Betimlemelere İndirgenemeyen İsimler

‘Neler vardır?’ sorusunun cevabını tabii olarak bulunulan konumdan, içerisinde yer alınan perspektiften bağımsız olarak değerlendirmek mümkün değildir. Bu anlamda genel geçer, mutlak kapsayıcı bir ontoloji tablosunun geliştirilebilme imkânından bahsedebilmek mümkün görünmemektedir. Nitekim felsefe t...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Main Author: Yahya İncetahtacı
Format: Article
Language:English
Published: Türk Felsefe Derneği 2024-12-01
Series:Felsefe Dünyası
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3926393
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
_version_ 1832571088037478400
author Yahya İncetahtacı
author_facet Yahya İncetahtacı
author_sort Yahya İncetahtacı
collection DOAJ
description ‘Neler vardır?’ sorusunun cevabını tabii olarak bulunulan konumdan, içerisinde yer alınan perspektiften bağımsız olarak değerlendirmek mümkün değildir. Bu anlamda genel geçer, mutlak kapsayıcı bir ontoloji tablosunun geliştirilebilme imkânından bahsedebilmek mümkün görünmemektedir. Nitekim felsefe tarihine yönelik gerçekleştirilecek kuş bakışı bir taramayla dahi bahse konu soruya yönelik çok farklı cevapların verildiği görülür. Sadece tümeller sorunu üzerinden dahi bu durum açıkça gözler önüne serilir. Ancak genel bir yaklaşımla on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısıyla başlayan sürece kadar benimsenen ontolojik tabloların gerek bilinebilecek olanın kendisini gerekse iyi olanın neliğini belirlediği söylenebilir. Başka bir ifadeyle söz konusu dönemde epistemolojik ve aksiyolojik düzlemlerin ontolojiye göre şekillendiği ya da ontolojinin felsefenin temeline karşılık geldiği görülür. Bu anlamda varlık sorusunu merkezine almayan herhangi bir sistemin geliştirilebilme ihtimali kontenjan dışıdır. Fakat on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısıyla birlikte kendisini gösteren dile dönüş düşüncesi ve bilimselciliğin merkeze alınmasıyla birlikte mezkûr durum bambaşka bir istikamette seyretmek durumunda kalır. Bu süreçle birlikte önermeler merkeze taşınırken varlığın geri çekilme durumu ortaya çıkar. Daha açık bir ifadeye ‘neler vardır?” sorusu yerini ‘ne tür bir bir öneme?’ araştırmasına bırakır. Bu suretle ancak önermeler içerisinde kendisini gösteren, önerme/dil düzleminde yer alabilen özne veya nesnelerin varlığının bahse konu edilebileceği kabulü pekişir. Bir başka ifadeyle nesnenin mekânı nesneyle birlikte yargının alanına taşınır. Böylece Kant felsefesinde açık olarak beliren nesnelerin yargı içerisinde kısmi olarak inşa edildiği düşüncesi varlığın kendindeliğinin tamamıyla yadsındığı bir sürece evirilir. Bu itibarla dil mutlak belirleyici bir gücü haiz olarak kabul edilirken nelerin var olduğu meselesi ancak kurulan önermenin imkân verdiği ölçüde dolaylı şekilde cevap verilebilir bir soru olarak belirir. Ontolojinin indirgendiği bu süreçte Frege’nin anlam ile gönderim ayrımı, Russell’in ‘betimlemeler kuramı’ ve bilimselcilik düşüncesi bir bütün halinde kilit bir fonksiyona sahiptir. Burada anlam ile referans arasındaki bağlar zayıflarken, eş anlı özne mantıksal kurallar dâhilinde kurulan betimlemelere indirgenir ve yalnızca iki tür anlamlı önermenin kurulabilme imkânı belirir. Bu doğrultuda çalışmanın temel savı dile dönüş felsefesi üzerinden gelişen ontolojinin önermeler üzerinden dolaylı yoldan belirlenmesi projesinin başarısızlığı üzerinedir. Quine ve Kripke’nin düşüncelerini temel alan bu çalışma on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısı itibariyle geri çekilen varlık kavramının yeniden tartışılmasının önemine işaret etmeyi amaçlar. Böylece dilin sınırları fark edilirken eş anlı ontik olanı ihata edebilme gücüne sahip olmadığı ve ancak harici dayanaklar üzerinden işleme gücünü elde edebileceği anlaşılabilir.
format Article
id doaj-art-38f9474d589c4eaabbddb3cd6d02a2e1
institution Kabale University
issn 1301-0875
language English
publishDate 2024-12-01
publisher Türk Felsefe Derneği
record_format Article
series Felsefe Dünyası
spelling doaj-art-38f9474d589c4eaabbddb3cd6d02a2e12025-02-02T13:20:47ZengTürk Felsefe DerneğiFelsefe Dünyası1301-08752024-12-0180203710.58634/felsefedunyasi.14831872040Ontolojinin Vazgeçilmezliği: Betimlemelere İndirgenemeyen İsimlerYahya İncetahtacı0https://orcid.org/0000-0003-1636-563XANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ‘Neler vardır?’ sorusunun cevabını tabii olarak bulunulan konumdan, içerisinde yer alınan perspektiften bağımsız olarak değerlendirmek mümkün değildir. Bu anlamda genel geçer, mutlak kapsayıcı bir ontoloji tablosunun geliştirilebilme imkânından bahsedebilmek mümkün görünmemektedir. Nitekim felsefe tarihine yönelik gerçekleştirilecek kuş bakışı bir taramayla dahi bahse konu soruya yönelik çok farklı cevapların verildiği görülür. Sadece tümeller sorunu üzerinden dahi bu durum açıkça gözler önüne serilir. Ancak genel bir yaklaşımla on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısıyla başlayan sürece kadar benimsenen ontolojik tabloların gerek bilinebilecek olanın kendisini gerekse iyi olanın neliğini belirlediği söylenebilir. Başka bir ifadeyle söz konusu dönemde epistemolojik ve aksiyolojik düzlemlerin ontolojiye göre şekillendiği ya da ontolojinin felsefenin temeline karşılık geldiği görülür. Bu anlamda varlık sorusunu merkezine almayan herhangi bir sistemin geliştirilebilme ihtimali kontenjan dışıdır. Fakat on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısıyla birlikte kendisini gösteren dile dönüş düşüncesi ve bilimselciliğin merkeze alınmasıyla birlikte mezkûr durum bambaşka bir istikamette seyretmek durumunda kalır. Bu süreçle birlikte önermeler merkeze taşınırken varlığın geri çekilme durumu ortaya çıkar. Daha açık bir ifadeye ‘neler vardır?” sorusu yerini ‘ne tür bir bir öneme?’ araştırmasına bırakır. Bu suretle ancak önermeler içerisinde kendisini gösteren, önerme/dil düzleminde yer alabilen özne veya nesnelerin varlığının bahse konu edilebileceği kabulü pekişir. Bir başka ifadeyle nesnenin mekânı nesneyle birlikte yargının alanına taşınır. Böylece Kant felsefesinde açık olarak beliren nesnelerin yargı içerisinde kısmi olarak inşa edildiği düşüncesi varlığın kendindeliğinin tamamıyla yadsındığı bir sürece evirilir. Bu itibarla dil mutlak belirleyici bir gücü haiz olarak kabul edilirken nelerin var olduğu meselesi ancak kurulan önermenin imkân verdiği ölçüde dolaylı şekilde cevap verilebilir bir soru olarak belirir. Ontolojinin indirgendiği bu süreçte Frege’nin anlam ile gönderim ayrımı, Russell’in ‘betimlemeler kuramı’ ve bilimselcilik düşüncesi bir bütün halinde kilit bir fonksiyona sahiptir. Burada anlam ile referans arasındaki bağlar zayıflarken, eş anlı özne mantıksal kurallar dâhilinde kurulan betimlemelere indirgenir ve yalnızca iki tür anlamlı önermenin kurulabilme imkânı belirir. Bu doğrultuda çalışmanın temel savı dile dönüş felsefesi üzerinden gelişen ontolojinin önermeler üzerinden dolaylı yoldan belirlenmesi projesinin başarısızlığı üzerinedir. Quine ve Kripke’nin düşüncelerini temel alan bu çalışma on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısı itibariyle geri çekilen varlık kavramının yeniden tartışılmasının önemine işaret etmeyi amaçlar. Böylece dilin sınırları fark edilirken eş anlı ontik olanı ihata edebilme gücüne sahip olmadığı ve ancak harici dayanaklar üzerinden işleme gücünü elde edebileceği anlaşılabilir.https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3926393betimlemeler kuramıdile dönüşmümkün dünyalar semantiğiolumsal apriorizorunlu aposterioritheory of descriptionslinguistic turnpossible worlds semanticcontingent apriorinecessary aposteriori
spellingShingle Yahya İncetahtacı
Ontolojinin Vazgeçilmezliği: Betimlemelere İndirgenemeyen İsimler
Felsefe Dünyası
betimlemeler kuramı
dile dönüş
mümkün dünyalar semantiği
olumsal apriori
zorunlu aposteriori
theory of descriptions
linguistic turn
possible worlds semantic
contingent apriori
necessary aposteriori
title Ontolojinin Vazgeçilmezliği: Betimlemelere İndirgenemeyen İsimler
title_full Ontolojinin Vazgeçilmezliği: Betimlemelere İndirgenemeyen İsimler
title_fullStr Ontolojinin Vazgeçilmezliği: Betimlemelere İndirgenemeyen İsimler
title_full_unstemmed Ontolojinin Vazgeçilmezliği: Betimlemelere İndirgenemeyen İsimler
title_short Ontolojinin Vazgeçilmezliği: Betimlemelere İndirgenemeyen İsimler
title_sort ontolojinin vazgecilmezligi betimlemelere indirgenemeyen isimler
topic betimlemeler kuramı
dile dönüş
mümkün dünyalar semantiği
olumsal apriori
zorunlu aposteriori
theory of descriptions
linguistic turn
possible worlds semantic
contingent apriori
necessary aposteriori
url https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3926393
work_keys_str_mv AT yahyaincetahtacı ontolojininvazgecilmezligibetimlemelereindirgenemeyenisimler